Geçen gün evi süpürürken Ada hemen yanımda bitiverdi, ıslak mendillerini gösterip içinden bir tane istedi. Yine her zaman ki -düşünmeden hareket et- tarafımla "Hayır" dedim ( Çünkü ıslak mendillerle zararlı ve içimde öyle bir anne var ki herşey zararlı bazen onun için) ve uzaklaştırmaya çalıştım, dikkatini dağıtmak hiç işe yaramadı. Israrla ıslak mendil istiyordu ve -bak, gör, izle ve anla tarafımla( ki her zaman onu bulamıyorum)- ıslak mendilil uzattım ve evet yine önce hayır sonra evetle yanlış davrandım ama bu bir başka yazının konusu..
Islak mendili alır almaz başladı silmeye, yerler, sandalyeler, dolap, koltuk büyük bir hızla siliyordu; doğru ya annesi ev işi yapıyorsa o da hemen işe koyulmalıydı..
Bir an durdum ve izledim.. Üzerine hep konuştuğumuz şeylerin gerçekleştiği anlardan biriydi, cinsiyet rolleri, kız çocuklar evcilik, erkek çocuklar daha mühim oyunlar oynar..
Bebek giysilerindeki renk seçimlerinden, sunulan oyuncaklara kadar herşey cinsiyet temelli ve bu rolleri öğretmeye yönelik.. Ada' ya bebek hediye eden hatta alışveriş arabası getiren oldu fakat tamir aleti, doktorculuk setini daha göremedik. Ki sen annesi olarak ne yapıyorsun diye soran olabilir..
Doğmadan önce "ıııı pembe mi kılım o renge, her şey kız kız o ne öyle" düşüncelerime rağmen her yer pembe oluverdi bir anda, karşı durup tam zıt yönde davranmakta uygun gelmedi bana belki de bana dedikleri gibi - erkek gibi kız- olmasını da istemedim Ada' nın ve bilinçaltından yönlendirmelerle bir süre epey bir kız oldu:) Hoş bebekken pembe giydirmesek "erkek mi" diyen de çok oluyordu.
Bir süre sonra kendi bilinçaltımı boş verip hangi yanımlaysa artık pembe dışında giysiler ve hatta erkek reyonunda pantolon, tişörtler almaya başladım. Dolapta elbiselerin, pembe giysilerin yanında yer buldular kendilerine..
Oyuncak konusunda da Ada doğduktan sonra ve öncesinde hiç bebek almadım, hatta tanıdıklarımız kızıp bebek hediye ettiler ama bir çok pelüş hayvan aldım, yer gök kedi, köpek, tırtıl, domuz v.s. oldu ve Ada zamanı geldiğinde konuşup ayaklanınca "tedi", "hava", "cicii" deyip sokaklarda hayvan aramaya başladı. Ama baktım ki bebek bulamasa da tutmuş hayvanlara yemek yediriyor, bakım veren ebeveyn çıktı çocuğun içinden..
Derken baktım ki deli gibi top hastası olmuş bizim kız, "tamam dedim, olacak bu iş":) Ben "basketbolcu" olsun derken babası "kızlara voleybol yakışır" demez mi!!!! Bu kız VOLEYBOL oynayamaz oynatmam, ben oynamadım hem annesi hentbol kalecisi olan birine hiç yakışır mı?
Bir de başıma kız sporları çıktı şimdi.. Neyse daha var, bir süre önümdekilerle boğuşayım..
Bugün de gelip dolap yaparken bana yardım edince içime su serpildi:)
Ve tüm bu annelikleri rafa kaldırıp işime geri dönünce -bu yaş döneminde ben ne yapsam onu isteyecek- gerçeğini kabul edip arkama yaslandım..
Peki ya oğlum olsaydı o zaman içimden feminist annenin bir kızı olarak oğluma iş yaptırır mıydım yoksa elini sıcak sudan soğuk suya sokmaz mıydım!?!
Ben sanırım oğlum olsaydı ona da Barbie bebek alırdım:)