27 Mart 2013 Çarşamba

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü


Birleşmiş Milletler 2008 yılından itibaren tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizmli bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmek amacıyla 2 Nisan tarihini “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan etmiştir.
Tüm Dünya'da otizme dikkat çekmek amacıyla 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününde dünyanın dört köşesinde farklı şehirlerde bulunan yüksek binalar mavi ışıklarla aydınlatılıyor.
Siz de bu projeye destek vermek isterseniz bireysel ya da kurumsal olarak bina, mağaza, okul, kültür kurumu, restoran vb. binalarınızı mavi ışıklarla aydınlatıp fotoğraflarını facebook , twitter vb tüm sosyal medya araçlarında #lightitupblue etiketiyle paylaşabilirsiniz. Ya da 2 Nisan'da mavi giyinerek bu konuya dikkat çekebilirsiniz. Konuyla ilgili detaylı bilgi almak ya da bu sosyal medyada kullanılabilecek olan banner ve afişlere light it up blue sayfasından ulaşabilirsiniz. 


24 Mart 2013 Pazar

Kız çocuk - erkek çocuk

Geçen gün evi süpürürken Ada hemen yanımda bitiverdi, ıslak mendillerini gösterip içinden bir tane istedi. Yine her zaman ki -düşünmeden hareket et- tarafımla "Hayır" dedim ( Çünkü ıslak mendillerle zararlı ve içimde öyle bir anne var ki herşey zararlı bazen onun için) ve uzaklaştırmaya çalıştım, dikkatini dağıtmak hiç işe yaramadı. Israrla ıslak mendil istiyordu ve -bak, gör, izle ve anla tarafımla( ki her zaman onu bulamıyorum)- ıslak mendilil uzattım ve evet yine önce hayır sonra evetle yanlış davrandım ama bu bir başka yazının konusu..
Islak mendili alır almaz başladı silmeye, yerler, sandalyeler, dolap, koltuk büyük bir hızla siliyordu; doğru ya annesi ev işi yapıyorsa o da hemen işe koyulmalıydı..

Bir an durdum ve izledim.. Üzerine hep konuştuğumuz şeylerin gerçekleştiği anlardan biriydi, cinsiyet rolleri, kız çocuklar evcilik, erkek çocuklar daha mühim oyunlar oynar..
Bebek giysilerindeki renk seçimlerinden, sunulan oyuncaklara kadar herşey cinsiyet temelli ve bu rolleri öğretmeye yönelik.. Ada' ya bebek hediye eden hatta alışveriş arabası getiren oldu fakat tamir aleti, doktorculuk setini daha göremedik. Ki sen annesi olarak ne yapıyorsun diye soran olabilir..
Doğmadan önce "ıııı pembe mi kılım o renge, her şey kız kız o ne öyle" düşüncelerime rağmen her yer pembe oluverdi bir anda, karşı durup tam zıt yönde davranmakta uygun gelmedi bana belki de bana dedikleri gibi - erkek gibi kız- olmasını da istemedim Ada' nın ve bilinçaltından yönlendirmelerle bir süre epey bir kız oldu:) Hoş bebekken pembe giydirmesek "erkek mi" diyen de çok oluyordu.
Bir süre sonra kendi bilinçaltımı boş verip hangi yanımlaysa artık pembe dışında giysiler ve hatta erkek reyonunda pantolon, tişörtler almaya başladım. Dolapta elbiselerin, pembe giysilerin yanında yer buldular kendilerine..
Oyuncak konusunda da Ada doğduktan sonra ve öncesinde hiç bebek almadım, hatta tanıdıklarımız kızıp bebek hediye ettiler ama bir çok pelüş hayvan aldım, yer gök kedi, köpek, tırtıl, domuz v.s. oldu  ve Ada zamanı geldiğinde konuşup ayaklanınca  "tedi", "hava", "cicii" deyip sokaklarda hayvan aramaya başladı. Ama baktım ki bebek bulamasa da tutmuş hayvanlara yemek yediriyor, bakım veren ebeveyn çıktı çocuğun içinden..
Derken baktım ki deli gibi top hastası olmuş bizim kız, "tamam dedim, olacak bu iş":) Ben "basketbolcu" olsun derken babası "kızlara voleybol yakışır" demez mi!!!! Bu kız VOLEYBOL oynayamaz oynatmam, ben oynamadım hem annesi hentbol kalecisi olan birine hiç yakışır mı?
Bir de başıma kız sporları çıktı şimdi.. Neyse daha var, bir süre önümdekilerle boğuşayım..

Bugün de gelip dolap yaparken bana yardım edince içime su serpildi:)

Ve tüm bu annelikleri rafa kaldırıp işime geri dönünce -bu yaş döneminde ben ne yapsam onu isteyecek- gerçeğini kabul edip arkama yaslandım..

Peki ya oğlum olsaydı o zaman içimden feminist annenin bir kızı olarak oğluma iş yaptırır mıydım yoksa elini sıcak sudan soğuk suya sokmaz mıydım!?!

Ben sanırım oğlum olsaydı ona da Barbie bebek alırdım:)



16 Mart 2013 Cumartesi

Pengu'nun Düşü

İşim gereği uzun zamandır çocuk kitaplarıyla ilgilensemde çocuk kitaplarına bu açıdan bakmamış ya da göz ardı etmiştim. Benim için önemli olan 5 N 1 K soruları ve hikaye anlatımıydı.
Ne zaman ki Ada doğdu "Bu kitaplarda ne yazıyor, içeriği nedir? " diye düşünmeye başladım. Bir de Günün Çorbasının NTVMSNBC de çocuk kitapları hakkında yazmasıyla ondan rol çalar gibi oldum ve "Pengu' nun Düşü" hakkında yazmak farz oldu.
Bugün bir nevi oğlum sayılan Yalım seans sırasında bunu okuyalım diyerek getirdi malum kitabı..

Hikayeye göre Pengu sıcak ülkelerin özlemiyle yanıp tutuşan bir penguen ve bir gün yola düşüyor -küçük kara balık- misali ve kendini ağaçlarla çevrili bir parkta buluyor, çok seviniyor çocukları görünce lakin sonra yorgunluktan -ve tabii ki SICAKtan- bayılıyor ve park bekçisi de onun hayvanat bahçesinden kaçtığını düşünüp onu ait olduğu yere götürüyor ve kahramanımız Pengu çok mutlu oluyor, annesini özleyecek ama olsun demir parmaklıklar arkasında hayat çok güzel.. Nerde bülbülü altın kafese koymuşlar nerde Pengu'nun düşü..
Hayır Pengu'nun evden ayrılışında bur problem yok ama hayvanat bahçesinin mutlu mesut yuva gibi sunulması hoş değil.. Sen hiç mi gitmedin diyeceksin Sasalı' ya gittim gitmem mi!!!!
Sen sistemi eleştireceğine kendine bak diyebilirsiniz ama aslında bu bir sistem eleştirisi değil bunu köyden kente göç eleştirisi olarak ta yapabilirdim ama abartmayayım dedim.
Neyse serinin diğer kitapları bu kadar feci durumda değilse de eleştirecek bir yan her daim vardır. - eleştirel ebeveynim tuttu mu kimse beni tutamaz:))-

2 Mart 2013 Cumartesi

Hastalıklarla düzene giren uyku

Her hastalıkta bir huy değişir derler; Ada'nın 10 günü geçen ishali ve ardından başlayan ateş, soğuk algınlığı ikilisiyle beraber epey bir huyu değişti. Mızmızlıkta, her olumsuzlukta ağlama da bir numara oldu ama tüm bunlarla beraber değişen iyi birşeylerde oldu, gündüz uykularında sallanmayı bıraktı ve süreleri uzadı. Gece uykularında ne yazık ki uyanmalara devam.. Fakat bu konuda ilerleme sağlamamız için bir yol keşfetmiş oldum. Aptamil tutkunu olan kızım ishalden dolayi süte ara verdi ama "tütü tütü" diyerek ağlamaya devam edince doktorumuz ishal olunca kullanılabilecek bir hazır mama önerdi, Aptamil olanını eczanede bulamadık yerine Bebelac aldık ve Ada bir heves atladı üstüne ama tadı herhalde çok ta hoşuna gitmemiş olacak ki her zaman içtiği kadar içmedi ve böylece yavaş yavaş gece içtiği sütü azaltmam daha kolay olacak. Her gece içtiği 180 ml 10 ar ml azaltılarak sonlandırılacak ve yerine gece yatmadan süt içme geçirilecek ve bu aşamada da süt önce verilip ardından anne sütü verilerek memeyide bırakması sağlanacak. Tüm bunlar benim planlarım tabiii, yeni bir hastalıkla yine dağılmazsak göreceğiz..
Bunlara ek olarak geceleri yanına yatarak uyutma olayında yine aynı şekilde ufak adımlarla uzaklaşmaya başlıyorum. Bugün yanına yatmayıp yatağının yanına bir sandalye koyarak başladım, mesafeyi giderek açarak odanın dışına çıkmayı planlıyorum.