12 Ocak 2015 Pazartesi

Küçük Kara Balığımızın Yedi İklim Macerası

                   Eylül gibi okul-erken çocukluk öğrenme merkezi arayışımızla ilgili süreci yazdığım Anaokulu Seçimi başlıklı yazıyı yazıp bırakmış, bir güzel üzerine yatmışken Yeliz blogunda benden bahsedince yine bir hareketlenme olmuş buralarda:) O zaman başladığım işi yarım bırakmayıp Yedi İklim-Küçük Kara Balık ile devam eden masalımıza bir göz atalım..

                   Bizim Küçük Kara Balık kolay geçen bir oryantasyon sürecinden sonra tam gün başladı okula, sanmayın ki koşa koşa gitti her sabah, 3 yaşına yeni girmiş olan Ada.. İlk iki hafta her sabah olmak üzere- zamanla azalan bir süreçte- "Bugün okul var mı?" diyerek hatta bazen ağlayıp "Ben gitmek istemiyorum" diyerek gitti ama Yedi İklim'e varınca bu süreci devam ettirmedi orada, her çocuk farklı tabii, biz bu kadar çabuk atlatırken bazı çocuklar için daha uzun sürdü bu süreç.. Yaklaşım olarak oryantasyon ve bunun uygulanış biçimi bence Ada'ya iyi geldi. Azar azar sürelerle ve az çocukla uyum sağlamaya çalışması birden bir kaosun ve kalabalığın içine girmemesi onu rahatlattı.



               Geçen bu süreç içerisinde genelde okula başlayan çocuklarda görülen kilo verme sorunu Ada'da gözlenmedi, hastalık sıklığı artmadı ki ben bunu doğru beslenmesine bağlıyorum. Gerçekten de yazdıkları gibi beslenme listesinde hiç hazır meyve suyu bulunmadı, hazır kekle karşılaşmadım, bitki çayı, kuruyemiş, meyve gördüm. Evet kek, pasta, börek tabii ki var ama hepsi ev yapımıydı, meyve sularını bile kendileri sıkıp, bahçelerinden zeytin toplayıp zeytin kurdular. Bu arada Ada'da gözlemlediğim en büyük gelişme kendi başına kaşık çatal kullanımının artması, kendi başına giyinebilmesi, kendi başınalıklarının artması oldu. Bu gelişimsel olarak yaşıyla alakalı olsa da birileri onun yerine bir şey yapmayınca kendisi yapmaya başladı, evde bu durum bu şekilde çok devam etmese de arada esintilerini görüyoruz.

            Kış mevsiminde kar yağarken bile- kar yağmasının sevincine eşlik ederek- bahçeye çıktılar, kuru dallarla, taşlarla, çamurla oyun oynadılar.

             Bu sene verdikleri karar doğrultusunda -okul meclisi olarak- doğum günü kutlamasını ayda bire düşürdüler. (Nedenlerini de burada açıklamışlar). Ben çok sevindim, zira doğum günü çılgınlıkları almış başını gidiyordu okullarda..

     

        Takas şenliği yaptılar, oyuncak-kitap- ne varsa değiş tokuş yaptılar birbirleriyle, vedalaşmak biraz zor oldu tabii bizim Küçük Kara Balık için  ama baktım ki oyuncağı olmayan çocuklara oyuncak yolladıkları dayanışma gününde kendisi seçiyor vereceği oyuncakları.

  Sonra atık toplama merkezi yaptılar okulu, biz onlara götürdük, onlar çocuklarla gerekli yerlere ve bu sadece bir günlük etkinlik olmadı, istediğimiz zaman evde topladığımız atıkları okula götürebiliyoruz. Gerçi ben kişisel olarak çöpün yanına ayrı bir şekilde konulmasından ve kağıt toplayıcıların toplamasından yanayım. (Zira okul belediyeye ya da atık toplama merkezine götürüyor)


   Bir de bireysel farklılıkları gözeterek hayal kurmasına, dinlenmesine izin verdiler ama bunu fark etmeden değil bilinçli bir şekilde fark ederek çocuk hayal kurar, çocuk yorulur, çocuk oynar diyerek yaptılar. Bahçede ağacın dalına yatıp hayal kurmasına, düşünmesine izin verdiler. Saymıyorum okudukları kitapları, yaptıkları etkinlikleri...


          Eeee peki hiç mi olumsuz bir şey yoktu, vardı olmaz mı, insanın doğasında var hata yapmak, bunu kabul edince, bu açıdan bakınca daha rahat yaklaşıyor insan.. Benim kişisel olarak eve uzak bir okula götürmüş olduğumdan dolayı yaşadığım zorluklar oldu, zira araba kullanmayı da tam olarak bilmediğimden minibüs, metro, otobüs ne gelirse onunla gittik haftanın üç günü okula, iyi ki diğer günler araba ile gidebildi de arada nefes alma molası oldu hem Ada'ya hem bana..

          Bir de günlük geri dönüş için diğer okullardaki gibi bir kayıt/not alma sistemleri yoktu, ben not almanın nasıl olabileceğini bildiğimden çok sorgulamadım ama bunun bir iletişim sorunu olduğunu, bazen iletişim ile ilgili sorunlar-olaylar  yaşadıklarını söyleyen arkadaşlarım oldu. Ben ya da eşim ise her almaya gittiğimizde öğretmeni ile kısa bir konuşma ile neler yaptığını öğrenmeyi tercih ettik.



Bizim masalımız devam ediyor, daha anlatacak çok şey var ama siz Yedi İklimi takip edin, orda paylaşılanlar gerçek:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...