Dün sabah güne
erken kalkıp yoga eğitmenimiz Deniz'in öğrettiği önce kaşıkla dil temizleme
ardından elma sirkeli ballı su ve güneşi selamlama ile başlayınca ve başlamanın
gücüyle devamının gelmesini umut etmiştim. Ve akşam yürüyüp sabah yine güneşi
selamlama yoga hareketlerini yapınca sanırım iyi hissetmemek elde değil..
Sporun her türlüsünün insanın mutlu edecek hormon salgılattığı zaten bilinen
bir gerçek, ama bir de Cemal Süreyya'nın dediği gibi "Yemek yemek üstüne
ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı".
Düşününce bence sana iyi gelecek her türlü rutin seni mutlu kılar. Oldum olası
rutinlerine bağlı bir insanım evet zaman zaman zorlukları, huzursuz eden
tarafları oluyor ama rutin aynı zamanda bilinir olan beni
rahatlatıyor.
Kahvaltı demiştim, mutluluk demiştim işte bu sabah ayrıca bu
mutluluğa Alishiro'nun
Ada ekmeği de eşlik edince on
numara oldu. Eğer hazır sanayi tipi ekmek seviyorsanız hiç size göre değil
ekmeğin ekşi tadı "bu ne biçim şey" dedirtebilir ama ekmek yemek
istiyorsanız, günler-haftalar-aylar süren emeğinizin karşılığını misliyle
alırsınız. Akşam dilimlerken ilk yediğimde gerçek ekmek tadını hissetmek ve ne
yediğini bilmek çok iyi geldi ama asıl altın vuruş sabah kızartınca ve üzerine İpek
Hanım'ın Çiftliği'nin cevizli
salçasını sürüp tulum peyniri koyunca oluyormuş. Gerçekten ağzımda eriyen
bir lezzet- ki bana bloga yazı yazdıracak kadar:) Yanında da Tea&Pot'un Rooibos çayı:)
Bu kahvaltının en iyi yanı ne yediğini bilmek sanırım yediğinin
ekmek olduğunu bilmek, malum içtiğimiz süt, süt değil; yediğimiz tavuk, tavuk
değil..
Kışın depresif havasını atmak gerek üzerimden ve sanırım sabahlara
bu şekilde başlamak işe yarayacak;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder