10 Aralık 2014 Çarşamba

Kış Depresyonunu Yenerken:)

Dün sabah güne erken kalkıp yoga eğitmenimiz Deniz'in öğrettiği önce kaşıkla dil temizleme ardından elma sirkeli ballı su ve güneşi selamlama ile başlayınca ve başlamanın gücüyle devamının gelmesini umut etmiştim. Ve akşam yürüyüp sabah yine güneşi selamlama yoga hareketlerini yapınca sanırım iyi hissetmemek elde değil.. Sporun her türlüsünün insanın mutlu edecek hormon salgılattığı zaten bilinen bir gerçek, ama bir de Cemal Süreyya'nın dediği gibi "Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı". Düşününce bence sana iyi gelecek her türlü rutin seni mutlu kılar. Oldum olası rutinlerine bağlı bir insanım evet zaman zaman zorlukları, huzursuz eden tarafları oluyor ama rutin aynı zamanda bilinir olan beni 
rahatlatıyor.


12 Kasım 2014 Çarşamba

Haydi Oynayalım! Polonya'dan Çocuk Tasarımları



Sürekli yakınırız İzmir'de çocuklarla yapılacak şeyler az, buraya hiç bir şey gelmiyor diye..Belki de geliyor ama duyurusu iyi yapılmıyor diye düşünmeye başladım. Çünkü birazdan anlatacağım sergiyi tamamen tesadüfi bir şekilde öğrendim, sonradan afişini hatırladım ama pek ilgi çekici gelmemişti bana, önemsememişim demek ki..



Facebook' ta bir arkadaşımın paylaşımını görünce ilk fırsatta Tarihi Hava Gazı Fabrikası'nda aldık soluğu,"Haydi Oynayalım! Polonya'dan Çocuk Tasarımları" sergisinde. Etkinlik Polonya-Türkiye arası diplomatik ilişkilerin 600. yıldönümü kutlamaları 2014 kültür programı kapsamında düzenlenmekteymiş. Son yıllarda çocuklar için tasarım yapmak Polonya'da güçlü bir trend haline gelmiş, ne diyelim darısı başımıza! 


22 Eylül 2014 Pazartesi

İyi ki varlar

Birkaç hafta önce Facebook üzerinden Bahar şükretme üzerine 3 günlük bir yazı paylaşıp, benim de devam ettirmem için beni etiketlediğinde önyargılarım hemen alarma geçip şükretmenin dini bir yanı olduğundan dikkatli kullanılması gerektiğini düşündüm, sonra merak ettim ve şükretmek kelimesinin anlamını araştırdım. Gerçekten de karşıma daha çok dini içerikli siteler çıksa da sözlük anlamı olarak “Bir kimseye minnet duymak, gönülden borçlu olmak” olarak ikinci bir anlamı da var. Aslında önyargı değilmiş içimdeki hisler anlamını doğru biliyormuşum fakat halen kafamda tam oturtamamamın nedeni “borçlu olmak” kelimesi galiba..



10 Eylül 2014 Çarşamba

Anaokulu (Erken Çocukluk Öğrenme Merkezi) Seçimi

             Geçen sene özel okulların içinde bulunduğu durumdan ve biraz da özel okullardan gelen öğrenci profilinden dolayı "Çocuğumu devlet okuluna veririm kardeşim!" deyip olaya son noktayı koyduğumu sanmıştım. Hatta arkadaşım Bahar "Dur, acele etme fikrin değişebilir" demişti tecrübeli olarak...
         
             Gel gelelim  bu sene temmuz ayının sonunda çıkan yasa ile anaokullarının yarım gün olmasına karar veren devletlümüz beni telaşlara sardı. Hemen kaydetmeyi düşündüğümüz devlet okuluna gidip durumu sorduğumuzda bir hal çaresine bakmaya çalıştıklarını öğrendik. Fakat beni bir telaş almıştı, bir çare bulsalar bile bu çare ne kadar süre işleyebilecekti, daha başımıza neler gelebilirdi??

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Bir emzik bırakma hikayesi-son-

             Emzik bırakma ile ilgili yaşadıklarımızı yine her zaman olduğu gibi bir ki yazıp bırakmışım, bugün son girilen sayfalarda görünce hemen son durumu yazma zorunluluğu hissettim. Malum milyonlar beni izlediğinden:)))

22 Nisan 2014 Salı

Peri Gazozu

Pazar günü geldiğinde kahvaltının yanında olmazsa olmazdır gazete benim için.. Geçmişe dönüp bakınca hep belli insanları takip ettiğimi, çoğunlukla aynı gazeteyi aldığımı, kahvaltı bitip de çayın yanında gazete okuduğum zaman huzurlu ve tamamlanmış hissettiğimi fark ettim. Peki bu fotoğraf ne zamana aitti? Çok çok eskilere, ben daha okumayı bilmediğim gazetelere sadece bakabildiğim zamanlara aitti.

2 Nisan 2014 Çarşamba

Otizmi Farket Yaşamı Paylaş


Otizmi fark et yaşamı paylaş derken otizmli bireylere acımadan, onları ötekileştirmeden anlayarak yanlarında olmanın yanı sıra onlar için birşeyler yapmaktan bahsediyoruz.. Çocuğunuzun bir otizmli çocukla arkadaş olmasından bahsediyoruz..
Aynı zamanda "Otizmi Duy Gör Farket Anla Oku Öğren" bununla beraber değişmeye başlayacak yavaş yavaş..

#2NisanOtizmOrtakYayin
#otizmifarketyasamipaylas
2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü bloggerlar ortak yayınıdır. 
YAŞAMA ORTAK PENCEREDEN BAKMAK

29 Mart 2014 Cumartesi

Bir emzik bırakma hikayesi-2-

Dayı hasretiyle yanıp tutuşan kızım bugün de öğlen uykusuna yatmayınca akşam uykusu yine erken bir saatte olmak zorundaydı. Uyku rutinlerini gerçekleştirirken esneyip duruyordu, odasına geçince beklenen soru geldi "meme bozulmuş mu?" Gün içinde de bu soruyu birkaç kez sormuş fakat ağlama ya da tutturma gibi davranışlar gözlenmemiştir (Mesleki deformasyon- yazım dilim çocuk gözlemi gibi olmuş:))
Malum soruyu takiben yine yataktan kalkıp dayısına bakma girişimleri ve beni lafa tutarak uykuya direnme girişimleri savuşturulunca çaresiz sarılıp uykunun kollarına attı kendini.. Bakalım bu gece uzun mu olacak yoksa bu emzik hikayesi mutlu sonla mı bitecek?

28 Mart 2014 Cuma

Bir emzik bırakma hikayesi

Son zamanlarda yoğun olarak "meme" krizleri artınca emzik bırakma olayına girmek gerekiyordu.. 
Ada doğduğu 3 gün emzik ile tanıştı ve çok yakınlaştı ilk olarak "nenne" dedi ve yanından ayırmadı sonra yavaş yavaş sadece uykuda emzik kullanabileceği ve diğer zamanlarda kullanmaması gerektiğini öğrendi, çünkü başı sıkışınca emziğe sarılmaya başlamıştı. Hoş biz sadece uykuda deyince gün ortasında başı sıkışınca, sıkılınca "ben uyucam" deyip yatağına yatıp kendine emzik terapi yapabiliyordu.
Son haftalarda meme diye ağlamalar artınca bu akşam itibariyle bıraktırmaya karar verdik. 
Klasik akşam rutinine ek bugün ekstradan zaman zaman oynadığımız uyku oyununuda ekledik (Bisous Dodo) ve oyun bitip sütünü içti, 2 hikaye kitabı okundu ve Ada "meme" dedi, ben getirmeye gittiğimde içeride konuşuyordu "yaşasın meme, memeyi çok severim, bla bla bla"... 
Memeyi getirdim "aaa nolmuş memeye" deyip kesik memeye parmağını soktu "bozulmuş" dedi. Ardından soru yağmuru kim bozmuş, nasıl bozulmuş vs..
Ben birde küçük Arı Maya karakteri almıştım, en sevdiği falan değil, yani özel birşey değildi, daha önce eve alıp stok yaptığım oyuncaklardandı, bir gün veririm diye. "Bunu sana emzikler yollamış, sana arkadaş olsun"diye dedim emzikleri bıraktı çok sevindi, uzun bir süre inceledi, bu arada bana masal anlat deyip fırsatı değerlendirdi sonra bana verdi istemedi, emzikleri ne yapayım dedim çöpe atmamı söyledi. Sonra sorgulamaya devam etti tabii ki ve bir ara "çok meme emiyordum ya ondan bozulmuş" dedi..;))
Tabii ki hemen teslim olmadı uyumayacağım demelerden, senin yatağında yatacağıma uzanan bir yelpazede odada dolandı en son ben tepki vermeyince geldi yatağına yanıma yattı. Biraz sırtımı okşa, biraz sana sarılayım, beyaz örtüm nerde, dalmaçyalım nerde diyerek uykuya daldı ama bu sefer her zamanki "cok cok cok" sesi olmadan.. Bakalım gece nasıl geçecek?

 
NOT:Dün gecenin sabahından bildiriyorum:)
Bütün gece uyanmadı (tam 8 saat) 5:40 civarı uyanıp çağırdı, su istedi ki hep emziğini isterdi, sormadı bile:) Ardında yanında yatmam için ısrar etmedi, suyunu içti ve uyudu. (Anne bu durumda şaşkınlıktan uyuyamadı) 
Ve sabah 8:30 da uyandı 11 saatlik uykuyla rekor kırdı, tabii bunda dün gündüz uykusuna yatmayıp, uyumamakta direnmesi de etkili olmuş olabilir, bakalım önümüzdeki günler nasıl geçecek.

25 Mart 2014 Salı

Nesne Eşleştirme Oyunları

Günümüzün büyük bir bölümü iş yerimizde geçiyor, işimizi sevsek de sevmesek de bence insan 8 saat çalışmamalı ki özel bir iş yerinde çalışıyorsanız bu süre 8 saatle sınırlı kalmıyor, neyse ki benim için her gün mesai saatlerim bu kadar uzun değil. Bazı günler erken çıkabilme lüksüm var ya da geç gidebilme. Aslında nelerden bahsedecekken nerelere geldi konu:) Okulu bitirdiğimden beri hayatımda çocuklar ve onların aileleri var ve çocuklarımla oyun dolu geçen saatler var.. O zaman bu tecrübeyi yazıya dökmek gerek diye düşündüm, elimden geldiğince..

21 Mart 2014 Cuma

Özgürlüğümüz Kısıtlanamaz

Bu bir ortak yayındır. Bu konuya duyarlı birçok blogda bugün bu yazıyı göreceksiniz.
***
Özgürlüğümüz kısıtlanamaz
#TwitterBlockedinTurkey
T.C. Anayasası
VIII. DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA VE YAYMA HÜRRİYETİ
Madde 26
Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma haklarına sahiptir.
Dün gece yarısı ülkemizde anayasa ihlal edilmiştir. Uluslar arası bir sosyal paylaşım ağı olan Twitter’a erişim farklı mahkeme kararları ile engellenmiş, halkın kendisini ifade etme ve haber alma özgürlüğü kısıtlanmıştır.
T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan dün Bursa’da düzenlediği seçim mitinginde “Twitter mwitter, hepsinin kökünü kazıyacağız Uluslararası camia şöyle der, böyle der hiç umurumda değil. Herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü görecek.” dedikten ve Başbakanlık Basın Müşavirliği’nin “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bazı linklerin kaldırılmasına ilişkin mahkemelerden çıkarmış oldukları kararların uygulanması konusunda Twitter yetkililerinin duyarsız kaldıkları bir süreç söz konusudur. Mahkeme kararlarını umursamama, hukukun gereğini yerine getirmeme biçimindeki bu tutumda bir değişiklik gözlenmemesi halinde, vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için teknik olarak, Twitter’e erişimin engellenmesinden başka çare kalmayabileceği belirtilmektedir” açıklamasından sadece bir kaç saat sonra gece yarısı Twitter’a Türkiye’den erişim yasaklanmıştır. Internet servis sağlayıcılarına ulaşan mahkeme kararları ile Twitter’a ülke sınırları içinden erişim kapatılmış, mobil cihazlarda kullanılan 3G erişimi de aynı şekilde engellenmiştir.
Yasakların ve sansürün bir çözüm olmadığını, sosyal medyanın susturulamayacağını, özgürlüklerin sansür yoluyla kısıtlanamayacağını herkesin görmesi, bilmesi gerekir. Bunu dün gece Twitter yasaklandıktan kısa bir süre sonra DNS ayarlarında değişiklik yaparak veya VPN, Hotspot Shield gibi bazı programlar üzerinden mecraya giren milyonlarca Türk kullanıcısı da göstermiştir.
Sayıları 12 milyona yaklaşan Türkiyeli Twitter kullanıcıları #TwitterBlockedinTurkey etiketiyle konuyu bir saat içinde Twitter’da dünya çapında en çok konuşulan etikete taşımış,farklı etiketlerle gece boyunca TT listesinde kalarak, dünya kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Yasaklamadan sonraki ilk 4 saat içinde 2,5 milyondan fazla Türkçe tweet gönderildiği hesaplanmaktadır. Şu anda dünya basını Türkiye’deki Twitter yasağını öncelikli haber olarak vermekte, bunun özgürlükleri baltalama yönünde bir girişim olduğunu söylemektedir.
Biz, ülkemizin geleceğini oluşturacak çocukları yetiştiren anne babalar olarak Gezi Parkı direnişi ile tırmanan ve 17 Aralık süreciyle hızlanan şiddet ve sansür uygulamalarını esefle izlemekteyiz. Türkiye’nin gerçek demokrasiden gün be gün uzaklaşmasından, meclisinden medyasına, emniyet güçlerinden yargısına kadar her türlü sistemin çivisinin çıkmış olmasından derin bir endişe duymaktayız.
Dün geceki yasak kararıyla Türkiye dünya üzerinde Twitter’a erişimin engellendiği Çin dışındaki tek ülke olmuştur. Bunun utancı ve ayıbı bu yasağı getirmeye cesaret edenlere ait olmakla birlikte, ağırlığını omuzlarımızda taşımaktayız.
Bu ülkenin gelecek nesillerinin özgür bireyler olarak büyümesini en çok isteyen ve bunun için emek veren anne babalar olarak hükümetin son aylarda giderek artan baskıcı tavırlarını kabul etmiyor ve bu sansürü şiddetle kınıyoruz.
Herkesi gerek internet üzerinden, gerekse etrafımıza bu durumu anlatarak konuyu protesto etmeye ve nihai olarak da 30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak olan yerel seçimlerde vatandaşlık hak ve sorumluluğu olan oy kullanma görevini mutlaka yerine getirmeye davet ediyoruz.
Blogger Anne ve Babalar

16 Mart 2014 Pazar

Ah be çocuk!

Ne yazsam, nereden başlasam bilemiyorum..
İki elim kanda olsa bile elleri Berkin'in kanıyla kirlenmiş olanlara bir çift söz söylemeliyim artık..

Berkin 16 Haziran 2013 günü, 14 yaşındayken, 
                                               
                                                             - ki daha küçük ya da daha büyük olabilirdi-
evinden ekmek almaya çıkmıştı..

                                                              -ki evinden eylemlere katılmaya çıkmış olabilirdi-
                                                            ya da
                                                             -öylesine sokağında olan bitene bakmak istemiş olabilirdi-

başına isabet eden gaz fişeğiyle ağır yaralandı..

                                                              -ki o anda, oracıkta, birdenbire ölebilirdi-

269 günlük yaşam mücadelesinin ardından,
11 Mart 2014 günü 15 yaşında hayatını kaybetti..

                                                               -ki Berkin ben olabilirdim, sen olabilirdin ya da birimiz-
   ya da 

cebinde bilye, elinde ekmek, üstünde gaz kokusu evine dönüp ailesiyle kahvaltısını edebilirdi..

Ali İsmail, Ethem, Mehmet, Abdullah,Ahmet ve Berkin..

Hiçbiri evine dönemedi..
                           Hepsinin ardından gözü yaşlı insanlar kaldı..
                                                                                        Ve tarih bu zamanlar için yeni Denizlerini yarattı..

Berkin benim için belki de son umuttu, sanki uyansa her şey değişecekti.. 
Ah be çocuk, bir gülüşün dünyayı değiştirdi..

İllüstrasyon: Vardal Caniş