10 Nisan 2013 Çarşamba

Tea&Pot

Blog açsam mı yapsam mı bakalım olacak mı nelerden bahsetsem derken yavaş yavaş yazmaya başladım. Kendi halinde ilerleyen yazılarım pek sık olmuyor hep diyorum bunu da yazayım bunu da ama işte TEMBELLİK:)

Ama ne zamandır fotoğrafını çektiğim, gidip durduğum bir mekan var Alsancak'ta Tea&Pot. Önce uzun bir önünden geçip "Ne güzel yer, rüya gibi", "Keşke benim olsa, dedim ya rüya gibi" diye dolanır durduğum "Ooo çok pahalıdır şimdi orası" deyip girmediğim bir yerdi...
Sonra bir gün diyet yapmaya başlayıp Starbucks'a alternatif bir yer ararken girmeye karar verdim, antioksidan , ödem sökücü derken bir dolu çay alıp çıktım ve bardakta çayımı içerek ofise gittim.
Sonra bir diğer gün eve çay almak için gittim, bir diğer gün yine bardakta çay almaya derken son olarak bugün oturup çay içmeye karar verdim. Mai Ada'nın aşısını yaptırdıktan sonra kardeşimle beraber gittik; nefis çaylarının yanında macaronlardan da sipariş verdik ve evet onlarda bahsedildiği gibi çok lezzetliydi. Yani on numara, beş yıldız bir yer. Lezzeti dışında hem çalışanları hem de dekoruyla kalbimi fethetti. Gün içinde tüm o koşuşturmalar arasında bir parça huzur ya da bir parça sohbet bu lezzetlere eşlik edebilir, ben daha çok gideceğim.. Bence siz de kaçırmayın:)



2 Nisan 2013 Salı

Otizmi Fark Et Yaşamı Paylaş

Psikoloji 2. Sınıf öğrencisiydim, derste daha önce hiç adını duymadığım bir durumdan bahsediyordu hocamız "otizm" .. Çok merak etmiştim; nedir, nasıl olur? Kafamda bir sürü soruyla hocamıza gidip sormuştum bana bir kitap önermişti ama kuru bilgiyle dolu, okuyup geçmiştim.. Sonraki yıllarda staj yapmamız istendiğinde ve yavaş yavaş bu konu dikkatimi çektiğinde İzmir' de otizm konusunda o zamanlar bilinen en iyi yer olan bir özel eğitim merkezine başvurmuş ve o kitap cümlelerinin dışında bir yaşamla karşılaşmıştım.. 1 yıl süren staj sonunda orada işe başladığımda ilk çocuğum 3 yaşındaydı, uzun süre onun dikkatini çekebilmek için türlü numaralar yapmış en sonunda ise çaresizce oturup şarkı söylediğimde yanıma geldiğini farketmiştim.. Ve zamanla o dünyanın içine girip iletişim kurmayı öğrenmiştim. Şimdi 3 yaşındaki miniğim 12 yaşında kocaman bir kız oldu. İlköğretime devam eden şanslı bir kız..
Otizmi fark et yaşamı paylaş derken otizmli bireylere acımadan, onları ötekileştirmeden anlayarak yanlarında olmanın yanı sıra onlar için birşeyler yapmaktan bahsediyoruz.. Çocuğunuzun bir otizmli çocukla arkadaş olmasından bahsediyoruz..

Ve tüm bunları Nazım Özgün'ün annesi, gönüllü otizm aktivisti İrem hanım çok güzel açıklamış.. 100 aşkın blog da yer verilen bu yazı bizleri bir başka pencereden bakmaya götürüyor.